Okulumuzun öğrencilerine Diyetisyen Gülay Hanım tarafından Diyabet konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla diyabet semineri verildi. Kendisine okulumuz adına teşekkür ederiz.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedir?
Uzun süren kan şekeri yüksekliği diyabet, halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılır. Bu rahatsızlığın varlığında, farklı zamanlarda -açlık ya da tokluk için değerler farklıdır- ve bir defadan fazla tekrarlanan ölçümlerde kan şekeri yüksek çıkar.
Diyabet yani şeker hastalığı tanısı şu değerlendirmeler sonunda netleşir:
Örneğin kaza gibi olağandışı durumlarda ya da ameliyat öncesinde ölçülen kan şekeri değerinin yüksek çıkması, şeker hastası olduğunuz anlamına gelmez. Yukarıda da belirttiğimiz gibi tanı, tekrarlayan ölçümler ile konulur.
Diyabet hastalığı (diabetes mellitus; şeker hastalığı) farklı tipleri olan bir hastalıktır. Her tipte temel sorun, kandaki glikozun yani şekerin hücre içine girememesinden kaynaklanır. Şeker tüm doku ve organlarımız için esas enerji kaynağıdır. Diyabette kanda şeker yüksek olduğu halde doku ve organlar aslında aç kalır. Dokular aç kalınca protein ve yağları yakmaya; bunlardan enerji sağlamaya çalışır. Diyabete bağlı gelişen sorunların nedeni işte bu temel dengenin bozulmuş olmasıdır.
En sık karşılaşılan şikayetler şöyle sıralanır; çok su içme, gün içinde çok idrara çıkma, gece birkaç kez/rahatsız edecek sıklıkta idrara çıkma, çok yeme veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma ve ağız kuruluğu. Daha az sıklıkta ise bulanık görme, kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, cilt yaraları ve kaşıntı şikayetleri görülür. Bazen bunların hiçbirinin farkında olmayan ya da hiçbir şikayeti bulunmayan kişilerde de rastlantısal olarak bakılan kan şekeri değeri yüksek çıkınca, diğer tetkikler yapıldıktan sonra tanı konabilir.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Sebep insülin yokluğu ise insülin tedavisi, yetersizliği ise insülini daha fazla salgılatmaya yönelik tedaviler, bağırsaklardan şekerin emilimini azaltıcı tedaviler ya da insülini daha etkin kılacak tedaviler gibi alternatifleri kullanırız. Tedavi hastanın durumuna göre değişir. Bazen tedaviler arsında geçişler yaparız. Tüm yaklaşımlar hastanın kan şekerini normale en yakın/normal düzeylerde tutup; olası hasarların önüne geçmek içindir. Bu kapsamda sinir hasarı varsa ona yönelik tedavi; hipertansiyon varsa ona yönelik tedavi; böbrek hasarı varsa ona yönelik tedavi gibi destekleyici uygulamalara başvurulur. Sonuçta her tedaviyi düzenlerken ilaçların birbiriyle ve diyabet ile uyumuna dikkat ederiz.
Kan şekerinin yüksek olduğu dönem ne kadar uzun sürerse vücutta yaratacağı hasar da o kadar fazla olacaktır. Başta küçük damarlar ve sinirler olmak üzere tüm dokularımız hasar görür. Göz içi kanamalardan körlüğe kadar giden diyabetik göz hastalıkları, hafif protein kaçağından böbrek yetmezliği ve diyaliz ihtiyacına kadar ilerleyen böbrek hasarı, kalp damar hastalıkları ve enfarktüs, inme atakları gibi her sistem etkilenir. Özellikle ayaklarda gelişen yaralar ayak /bacak kesilmelerine kadar ilerleyebilir. Yüksek ya da düşük glikoza bağlı komalar da hayatı tehdit eden acil durumlardır.
Hayır. Ancak obez yani şişman hastalarda kullanılan cerrahi uygulamalar, gıda alımını kısıtlamaya yönelik yöntemlerdir. Bu kilo kaybına neden olduğu için şişmanlığa bağlı ortaya çıkan insülin direnci azalır/kaybolur ve diyabet tedavi edilmiş olur. Hasta bu şekilde kilo verince kullandığı insülin ya da ilaçların miktarı/dozu azalır. Ancak tip 1 diyabet ya da pankreas ameliyatlarına bağlı diyabet ve benzeri durumlarda bu ameliyatların hiçbir etkisi olmaz. O nedenle böyle bir karar verilmeden önce mutlaka bir endokrinolog ya da dahiliye uzmanından görüş alınmalıdır.