Kur'an-ı Kérim Öğretimi

Kur'an-ı Kérim Öğretimi

05.06.2023 187

KUR’AN ÖĞRETİMİNDE TEMEL İLKELER

1. İhlas:

2. Kıraatta Asla Uygunluk

3. Bir Üstaddan Öğrenmek

4. Tecvidli Okumak

5. Harflerin Doğru Telaffuz Edilmesi

6. Tedebbür ve Tefekkür Merkezli Öğretim 

7. Sevgi Temelli Yaklaşım

05-06-202305-06-202305-06-202305-06-202305-06-202305-06-202305-06-202305-06-2023

 


KUR’AN ÖĞRETİMİNDE TEMEL METOTLAR

Kur’an-ı Kerim dersinin öğretiminin kendine has öğretim metotları vardır. Geleneksel yönü de olan bu metotlar asırlardır Kur’an öğretiminde ve eğitiminde kullanılagelmektedir. Kur’an öğretiminin olmazsa olmazı olarak ifade edebileceğimiz özel öğretim metotlarını maddeler halinde zikredelim:

1. Sema’: İlim tahsil etmenin önemli yollarından birisi olan sema’ metodu, işitme ve duyma yoluyla öğrenme/öğretme metodudur. Bu usûlde hocanın okuması ve öğrencinin dinlemesi esastır. Peygamberimiz Kur’an’ı ilk defa sema’ metodu ile Cebrail (a.s.) den almıştır. Ashabına da bu metotla öğretmiştir. Kıraat kitaplarında ısrarla ifade edilen “Bunu üstadların ağzından alınız” ifadesi ve “fem-i muhsinden azhzetmek” ifadesi sema’ metoduna dikkat çekmektedir. Sema’ metodunda hocanın okuması ve öğrencinin telakki yoluyla hocasının okuduğu şekliyle harfleri, kelimeleri ve ayetleri öğrenmesi ve kavraması gerekir. Bu esnada öğrenci pür dikkat hocasını dinlemeli, etrafla ilgisini kesmeli ve mutlak bir teslimiyetle hocasını takip etmelidir.

Kur’an öğretiminde harflerin mahreçlerinden telaffuzu, dudak talimi ve doğru sesin verilmesi esastır. Kur’an öğrenirken kârî ve mukrî (okuyucu ve okutucu) vasfına sahip, hocasını dikkatle dinleyen öğrenci harflerin en güzel ve doğru telaffuzunu kavrayabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da hocayı dinlerken öğrencinin harfleri nasıl telaffuz ettiğini gözlemleyebilmesidir.

Kur’an okuma tarzı ve tavrı da oluşturmak için iyi bir dinleyici olmak esastır. Eskilerin söylediği “kulak kırılmadan ağız kırılmaz” ifadesi sema’ metodu ile hocadan dersin çok iyi alınması gerektiğine işaret etmektedir. Dinleme esnasında aynı tavır üzerinde yoğunlaşma işi daha da kolaylaştıracaktır. Sürekli farklı okuyuşları dinlemek ise işi daha da zorlaştırır.

Hocanın okuyup öğrencinin dinlemesi usûlüne Sahâbe, Tâbiîn ve Etbâu’t-Tâbiîn devirlerinde başvurulduğu gibi, bundan sonraki devirlerde de başvurulmaya devam etmiştir. Sema’ usûlünü ferdî olarak uygulayanlar olduğu gibi toplu olarak uygulayanlar da olmuştur. Yedi kıraat imamlarından İmam Kisâî’nin bir kürsü üzerine çıkarak Kur’an’ı baştan sona okuması ve ellerindeki Mushaflarla öğrencilerinin onu dinledikleri ve vakf ve ibtida yerlerini işaretledikleri meşhurdur.

Bugün hâlâ geçerliliğini koruyan bu metotta hocanın tüm öğrenciler tarafından görülebilecek bir yerde oturması, öğrencileri halka halinde veya “U” düzeninde oturtması, sınıfın durumuna göre sesini ayarlaması, gerektiğinde mikrofon kullanması, tilâveti esnasında öğrencilerini gözlemlemesi gerekir. Öğrenciler tarafından hatalı okunma ihtimali olan veya telaffuzu zor olan kelimeler birkaç defa tekrar edilmelidir.

2. Arz: “Bir şeyi sunma, bildirme ve gösterme” anlamına gelen azr; Kur’an kıraatinde öğrencinin hocasına ders okuması için kullanılan bir kavramdır. Kur’an öğretiminin temel metotlarından olan bu usûlun uygulanışı da sema’ gibi Peygamberimize kadar uzanır. Her yıl Ramazan ayında Peygamberimizin o zamana kadar vahyedilen ayetleri Cebrail (a.s)’a arzetmesi ve vefat ettiği yılın Ramazan ayında ise baştan sona Kur’an’ın arzının iki defa gerçekleşmesi20 Kur’an kıraatinde arzın önemini ortaya koymaktadır.

Peygamberimiz, Kur’an öğretiminde arz metodunu çok etkin olarak uygulamıştır. Başta vahiy katipleri olmak üzere Kur’an tilavetinde önde gelen sahâbilerden yazdıklarını ve ezberlediklerini kendisine okumalarını istemiştir.

Arz metodunda hocanın öğrencisini dikkatle dinlemesi, hatalı okuyuşlarında hatasını düzeltmesi için kendisine fırsat vermesi, düzeltemediği takdirde kelimenin veya harfin doğrusunun telaffuz edilmesi gerekir. Öğrencinin okuyuş esnasında dikkatinin dağılmaması için hataları not edilip okumasını tamamladıktan sonra söylenebilir. Hatta yanlış telaffuz edilen harf ve kelimelerin, tecvidli okuyuşların doğrusu okununcaya kadar öğrenciden birkaç defa tekrar etmesi, gerektiğinde doğru ve yanlışı birkaç defa tekrar ederek aralarındaki farkı hissetmeleri sağlanabilir. Kur’an dersinde öğrencilerin okuyuşları dinlenirken onların yaptıkları hatalar kendi Mushaflarında işaretlenir. Tekrar eden hataları bildirmek için de farklı işaretler kullanılabilir. 

Kur’an öğretiminde öğrencinin okuma becerisini, kavrayış düzeyini ve tecvitleri uygulama durumlarını, ezber dinlemede ise ezberinin kuvvetini ölçmek için önemli bir yeri olan arz metodunun uygulanmasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunların başında hocanın öğrenciyi dikkatle dinlemesi ve hiçbir mahreç, telaffuz, tecvit ve hareke hatasını kaçırmaması gerekir. Olabildiğince öğrenciler tek tek dinlenilmeli, gerek görüldüğünde grup halinde okumalarına da imkan tanınabilir. Grup okuyuşlarını dinlerken öğrencilerin yakınında olup yanlış okumalarının önüne geçilmelidir.

3. Eda: Lügatte “yerine getirme, borç ödeme” anlamlarına gelen bu kavram Kur’an kıraatinde “tilâvet esnâsında harflerin hakkını vermek, gereği gibi okumak” için kullanılmıştır. Aliyyü’l-Karî’den edâ kavramı ile ilgili şu söz nakledilmektedir: “Tilâvet ara vermeksizin Kur’an okumak, eda ise kıraat hocanın ağzından çıkar çıkmaz almak ve onu hocanın huzurunda tekrar etmektir.

Kıraat taliminde etkin olarak kullanılan edâyı Kur’an öğretiminde hocanın öğrettiği şekliyle tekrar etmek ve harflerin hakkını vererek öğretildiği şekilde okuyabilmek olarak ifade edebiliriz. Kısa fâsılalar halinde, ayetlerin bölümlerinin parçacı bir yaklaşımla öğretilip tekrar edilmesi şeklinde gerçekleşen edâ usûlü öğrencinin derste ilerleme kesbetmesinden sonra azaltılabilir. Burada asıl olan hocanın öğrettiği doğru telaffuzun öğrenci tarafından anında kavranılması ve tekrar edilerek pekiştirilmesidir. Müşâfehe yoluyla öğretilen okuma şeklinin öğretildiği gibi alınması gerekmektedir.

Kur’an öğretiminde istenen hedefin gerçekleşmesi için hocanın vasıflı bir kârî olması ve en doğru okuyuşu kavratması gerekir. Aksi takdirde öğretilen yanlışlıkları düzeltmek zaman alacak ve çok zor olacaktır. Çünkü hatalar hafızaya yerleşirse düzelmesi zor olacaktır. Bu sebeple ilk düzeyde Kur’an öğreten hocaların kıraati çok iyi olmalıdır.

4. Koro Çalışması Yapmak: Kur’an öğretiminde koro çalışmasının özel bir yeri vardır. Koro çalışması, öğrencileri aktif olarak derse katan ve öğretmenden doğru okuyuşu defalarca yapmasını sağlayan bir sistemdir. Koro çalışmasının önemini vurgulayan Çollak şunları söylemektedir: “Bu uygulamanın sağladığı katkı şudur: Her öğrenci okumaya iştirak eder. Katılım nedeniyle öğrencilerdeki okuyamama heyecanı her geçen gün daha da azalır. Öğrencide kendine güven oluşur. Koro hâlinde okuyuş esnasında âdeta her öğrenci okunan bölümlerin tamamını öğretmenine okumuş ve ondan dinlemiş olur. Öğretmenden gelen doğru sesler telaffuz edile edile öğrencinin hâfızasına yerleşir. Toplu okuma öğrencileri hep ders ile meşgul etmiş olur. Kısa zamanda çok öğrenciye defalarca okuma ve onlardan dinleme imkânını vermek sûretiyle öğretmenin işini kolaylaştırır.”

Koro çalışmalarında öğretmenin ayakta olması ya da tüm öğrenciler tarafından görülecek bir yerde oturması sınıf veya grup yönetimi/hakimiyeti açısından önemlidir. Öğretmen koro okuyuşu ile okutacağı sayfayı veya sûreyi önceden çalışmalı, hangi harf ve kelimeler üzerinde özenle durması gerektiğini belirlemelidir. Koro çalışmasında yeri geldikçe öğrencilere tek tek veya küçük gruplar halinde tekrarlar yaptırmalıdır. Koro çalışmalarının daha sağlıklı olması için özel sınıfların oluşturulması veya sınıfların ses yalıtımının yaptırılması faydalı olacaktır

5. Harf Talimi Yapmak/Yaptırmak: Kur’an kelimelerini oluşturan harflerin doğru telaffuzu doğru ve düzgün kıraat açısından çok mühimdir. Harflerin yanlış telaffuzu anlamın değişmesine sebep olur. Halbuki kelâm-ı ilâhînin indirildiği gibi okunması gerekir. Kur’an öğretiminde sık sık başvurulması gereken metotlardan biri de harf talimi yapmaktır. Tashih-i Hurûf çalışması olarak adlandırılan bu çalışmada aslolan Kur’an harflerini telaffuz ederken Mehâric-i Hurûf veya Sıfât-ı Hurûfa uygun olarak okumaktır. Bunları doğru telaffuz etmek için de harf talimi esastır.

Harf talimi yapılırken öncelikle kısa ve öz bir şekilde harflerin mahrecinden ve bu mahreçten çıkarken aldığı sıfattan kısaca bahsedilmelidir. Sonra da bahsedilen harf mahrecinden çıkarılarak okunur ve okutulur. Nazari bilgilerin ayrıntısı verilmeksizin en kolay şekliyle harflerin mahreçlerinden telaffuzu kavratılmaya çalışılır. Kur’an öğretiminde “Talim usûlü”nün temeli olan bu çalışmada harfler üzerinde çalışmak bir yapı ustasının duvarı örmeye başlamadan önce taşların sivrilerini, yumrularını alıp duvara uygun hâle getirmesine benzer. Bunun üzerine de tecvid kuralları bina edildiği zaman sıhhatli ve doğru bir okuyuş ortaya çıkar. 

Harf taliminde önce tek tek tüm harflerin mahreçleri açıklanır, görüntülü olarak mahreç bölgeleri ve harflerin çıkış şekli gösterilerek sıfatı belirtilir. Sonra da tüm Kur’an harfleri önce üstün, esre ve ötre hareke ile telaffuz edilir. Akabinden sırayla tüm harfler cezimli, şeddeli ve medli olarak okunur. Koro halinde okuyan öğrenciler yeri geldikçe tek tek dinlenir.